Hastalıklar ve Gunce..


Haber bülteni üyeliği



Ziyaret Bilgileri

[ Per, 21 Kas 2024 ]
Toplam 116 ziyaret
101 benzersiz ziyaretçi

evdehastabakimi » GUATR

 

 

 

 

 

 

Genel anlamda, tiroid bezesinin büyümesine guatr denilir. Tiroid bezesinin kanserleri de kendini "guatr" şeklinde belli edebilir;  yapılacak tetkiklerde kanser, guatr'dan ayırt edilir.

GUATR'IN TÜRLERİ

Tiroid bezesinin gereğinden daha fazla hormon salgıladığı guatr türüne "zehirli guatr" denir. Halk arasında bu tür guatra "iç guatr" da denilmektedir.

Hormon düzeyi normal olan guatr türüne de "basit guatr" denir. İçinde nodül bulunan guatr'a "nodüllü guatr" diyoruz. Nodüllü guatr, tek nodüllü veya çok nodüllü guatr olarak ikiye ayrılabilir. Nodüller; soğuk, ılık ve sıcak olarak 3 gruba ayrılır. Soğuk nodüllerde kanser riski daha yüksektir.

İÇ GUATR-DIŞ GUATR

Halk arasında yaygın olarak kullanılmasına rağmen tıbbi tanımlamada iç guatr veya dış guatr deyimlerini kullanmıyoruz.

T3, T4 NEDİR?

T3 ve T4, tiroidin tiroksin isimli hormonunun kanda bulunan şeklidir.  Bu hormonların "serbest" ve "bağlı" ("total") şekilleri vardır. Tanı amaçlı olarak genellikle Serbest T3 ve Serbest T4 hormonunu ölçüyoruz. Daha seyrek olarak Total T3 ve Total T4 hormonuna da ihtiyaç duyabiliyoruz.  Zehirli guatr'da bu hormonlar yükselir.

TSH NEDİR?

Beynimizde bulunan hipofiz isimli hormon organından salgılanan ve tek görevi tiroid bezesini "çalışmaya, üretmeye ve büyümeye" teşvik etmek olan bir hormondur. Tiroid bezesi yetersiz hormon salgıladığı hipotirodizm (tiroid hormon yetmezliği) hastalığında TSH yükselir; tiroid bezesinin aşırı çalışıp gereğinden fazla hormon ürettiği zehirli guatr hastalığında bu hormonumuz normalin çok altına düşer (baskılanır).

TİROİD ANTİKORU NEDİR?

Vücut bağışıklık sisteminin normalde mikroplara karşı ürettiği proteinlere antikor adı verilir. Bağışıklık sisteminin "yanlışlıkla" veya "şaşırarak" ürettiği bazı antikorlar, tiroid bezemizdeki hücrelerde bulunan peroksidaz enzimi ile tiroglobulin isimli moleküle karşı etkili olurlar. Bunlara oto-antikor denilir. Bu antikorların teşhiste en yaygın olarak kullanılanları anti-TPO ve anti-TG antikorları olarak isimlendirilir. Bu antikorların ölçümü guatr türünün anlaşılmasında ve tiroidit hastalığının (tiroid bezesinin iltihabı) tanısında çok önemli olabildiği gibi bu hastalığın daha sonraki takibinde de kullanılmaktadır.  Zehirli guatr ve Hashimato hastalığında (Hashimato tiroiditi'nde) bu antikorlar yükselir.

NODÜL NEDİR?

Tiroid bezesindeki sınırları belli oluşumlara (şişliklere) nodül denir. Tiroid nodülleri sanıldığından çok yaygındır; Batı ülkelerinde erişkin toplumun yaklaşık %40-50'sinde nodül olduğu bilinmektedir. Tiroid'de nodül olup olmadığı, ölçüleri ve içeriği en iyi ultrasonografi ile yapılmaktadır. Tiroid ultrasonografisi deneyimli hekimlerce yapıldığında çok değerli bilgiler verir.

Nodüller de katı, yarı katı ve sıvı içerikli olmasına göre üçe yarılır. Nodüllerin sınırları çoğunlukla net olarak sağlam tiroid dokusundan ayrılabilir; ancak bazı nodüllerin sınırlarını ayırt etmek güç olabilir.  Nodül her zaman elle muayene ile ve dışarıdan farkedilemeyebilir. Ancak, zayıf hastalarda, tecrübeli bir hekim, 1 cm'den daha küçük nodülleri bile tespit edebilir. Zehirli guatr ve Hashimato hastalığında (Hashimato tiroiditi'nde) ultrasonografik incelemede yalancı nodüller (psöydonodülller) görülebilir. Bu yalancı nodüller tedavi ile kısmen düzelebilir.

Nodülün boyutu önemlidir. Bazı hastalarda nodül büyükçe olur ve dışarıdan bir fındık, ceviz veya mandalina boyutunda gözle dahi görülebilir.Tedavi edilmeyen nodüller büyüyebilir. Nodüllerin takibi için ultrasonografi kullanılmaktadır; bu amaçla Dopler tetkiki ve sintigrafi kullanılmamalıdır.

Nodülün fonksiyonu da çok önemlidir; hatta tedavinin ne zaman ve nasıl yapılması gerektiğine dair hayati ipuçları bile verir. Fonksiyon açısından nodüller: 1) soğuk nodüller, 2) sıcak nodüller, 3) ılık nodüller, 4) sıcak otonom nodüller olarak dörde ayrılır.

Nodülün fonksiyonu en kesin olarak sintigrafi ile değerlendirilir. Nodül fonksiyon değerlendirilmesinde ultrasonografi veya doplerin yeri yoktur.

SOĞUK NODÜL 

Soğuk nodülün sintigrafide görünümü.

<!--[if !vml]--><!--[endif]-->Sintigrafi çekimi sırasında enjekte edilen ilacı tutmayan nodüle soğuk nodül denir. Soğuk nodüller, bazen basit kist şeklinde sıvı içerikli olabileceği gibi tamamen katı içerikli olanları da vardır. Katı içerikli soğuk nodüller en ciddi ameliyat ihtiyacı olan guatr çeşididir. Zira bu nodüllerin küçük bir kısmı kanser olabiliyor. Tamamen sıvı içerikli soğuk nodüllerde kanser çıkma olasılığı sıfıra yakındır. Soğuk nodül hastada hiç bir şikayet oluşturmayabilir.

SICAK NODÜL

Sıcak nodülün sintigrafide görünümü

Sintigrafi çekiminde kullanılan ilacı en çok tutan, bölgesel görünümlü, sınırları net olarak ayrılan alan , sıcak nodül olarak tarif edilir. Sıcak nodül, hastada genellikle şikayet oluşturarak kendini belli eder. Sıcak nodül genellikle zehirli guatrla birliktedir. Ultrasonografi veya Dopler ile nodülün sıcak mı yoksa soğuk mu olduğuna karar verilemez.

OTONOM SICAK NODÜL

Sintigrafi sırasında kullanılan ilacı tümüyle tutan, tiroid bezesinin geriye kalan kısmında ilacın hiç tutulmadığı durumdaki sıcak nodüle otonom sıcak nodül deriz. Bu durumda, tiroid bezesinin nodül dışında geriye kalan bölümleri sintigrafi ile değerlendirelemez.  Bu tür nodüller hastalarda çok sıkıntı veren şikayetlere neden olurlar ve genellikle zehirli guatrla birliktedir.. Örneğin çarpıntı, aşırı terleme, aşırı sinirlilik bunlardan bazılarıdır. Her zaman zehirli gautra neden olmaz.

ILIK NODÜL

Sintigrafi sırasında kullanılan ilacı, tiroid bezesinin geriye kalan bölümleri ile aynı derecede tutan nodüllere ılık nodül denilir. Sintigrafide en çok "atlanan" nodül çeşidi olup bu nodülü ancak tecrübeli hekimler ayırt edebilir. Bu nodül, hastalarda daha az şikayet oluşturur.

Kanser Açısından Tehlikeli Nodüller

1)     Soğuk Nodüller (özellikle tekli soğuk nodüller)

2)     Kireç Oturmuş (kalsifiye) Nodüller

3)     Erkeklerdeki Soğuk Nodüller

4)     Gençler ve Çocuklardaki Nodüller

ZEHİRLİ GUATR (Hipertiroidizm)

Zehirli guatr'ın sintigrafide görünümü

Tiroid bezesinin gereğinden daha fazla hormon salgıladığı guatr türüne "zehirli guatr denir. Zehirli guatr, nodüllü veya nodülsüz olabilir. Nodülsüz zehirli guatr'a Basedow Graves Hastalığı da denilebilir. Nodüllü zehirli guatr, sıcak nodüllü zehirli guatr, sıcak otonom nodüllü zehirli guatr veya diğer nodül çeşitleri ile birlikte olabilir.Zehirli guatr'da çarpıntı, ellerde titreme, vücutta titreme, ani kilo kaybı, saçlarda dökülme, kaşıntı, boğazda dolgunluk hissi, aşırı iştah dolayısıyla çok yemek yeme ve çok su içme, aşırı terleme, çabuk yorulma, aşırı sinirlilik sık görülen şikayetlerdir.

Bazı hastalar, bulantı, ishal, kusma ve çok sık dışkılamadan yakınır.Bunların hepsi birlikte olmak zorunda değildir. Bu şikayetlerin bazıları ön plandadır,  diğer şikayetler ancak doktorun sorgulaması ile ifade edilebilir.  Bazı hastalarda göğüs ve boyunda devamlı bir kızarıklık söz konusu olabilir. Nodülsüz guatrlı hastaların bazılarında gözlerde büyüme ve gözlerin ileriye doğru çıkması mümkündür.Hastaların muayenesinde; kalp atımının çok arttığı, solunumun hızlandığı, ellerin titrediği, avuçiçlerinin nemli olduğu görülür.

TİROİD KRİZİ

Zehirli guatrda, yüksek hormonların kontrolden çıkması ile seyreden çok ağır bir durumdur. Yaşlı hastalarda ölüm oranı %25'e kadar yükselebilir. Acil tedavi gerektiren bir hastalıktır. Böyle bir durumda hasta, hastaneye yatırılıp tedavi edilir. 40 derece ve üstünde ateş,kalp çarpıntısının çok şiddetli olması, ishal ve kusma, ateş basması hissi, algılama bozuklukları bu krizin haberci ve belirtileri arasındadır.

ZEHİRLİ GUATR'DA GÖZ BULGULARI

Gözlerin ileriye doğru çıkması zehirli guatr'da hastaları ilk ele veren görüntüdür. Bu ileriye çıkış genellikle çift taraflı iken bazen tek taraflı olabilir. Ancak her zehirli guatr hastasında göz bulgusu olmaz. Özellikle nodüllü zehirli guatr hastalarında göz bulgusu sık değildir. Göz bulgusunun şiddetine göre hastada şikayetler olur: uyurken gözlerin kapanmaması, gözlerde kızarıklık, yanma, gözyaşı akıntısı, hatta cerhatli göz iltihapları görülebilir. Göz bulguları, zehirli guatrın kalıcı olarak tedavisinden (örneğin kapsül tedavisi ile) sonra önemli ölçüde düzelir. Ancak, hangi yöntemle olursa olsun, zehirli guatrın tedavisinden sonra (örneğin ameliyattan sonra dahi) sıklıkla ortaya çıkan tiroid hormon yetmezliği yeterli düzeyde tedavi edilmezse göz bulgular düzelmez ve hatta ilerleyebilir.  Göz bulguları olan zehirli guatrlı hastalarda oto-antikorlar genellikle yüksektir.

TİROİD HORMONU YETERSİZLİĞİ (Hipotiroidizm)

Tiroid bezesinin yetersiz çalışması sonucunda veya diğer bazı nedenlerle tiroid bezesinin salgıladığı hormon vücudumuzun ihtiyacını karşılamayabilir. Bu duruma "hipotiroidizm" diyoruz. Doğuştan veya genellikle bir tiroidit sonrasında ortaya çıkabilir. En sık karşılaşılan tiroid hormon hastalığıdır. Hashimato hastalığı, tiroidit (tiroidin cerahatli olamayan iltihabı), lityum isimli psikiyatrik ilacın kullanımı, her türlü tiroid ameliyatları sonrasında, zehirli guatrın uzun süreli hapla tedavisi sonrasında, atom tedavisi sonrasında, doğuştan tiroid bezesi hastalıklarında tiroid hormon yetmezliği (hipotiroidizm) görülebilir.                    

Hastalarda başlıca şikayetler; saçlarda kabalaşma ve  matlaşma, ciltte kuruma, pullanma ve dökülme, istemediği halde kilo alma, rejime rağmen kilo verememe, kabızlık, çarpıntı, isteksizlik, cinsel isteksizlik,  sık sık bunalıma girme, bel-omuz-sırt ağrısı, çabuk yorulma. Dil büyümesi gibi ilginç şikayetler dahi görülebilir.

Bu hastalarda, kandaki prolaktin (kadınlardaki meme ve emzirme hormonu) düzeyi yükselebilmektedir. Hatta aynı hastalarda bu prolaktin yüksekliğine ilaveten MR ve tomografide aynı "prolaktin salgılayan hipofiz tümörleri"ndeki gibi hipofiz büyümesi de görülebilmektedir. Bu hastalarda tiroid yetmezliğinin gözden kaçırılması sonucunda "agresif prolaktin fazlalığı tedavisi" ve hatta "hipofiz ameliyatı" uygulanabilmektedir. Halbuki asıl hastalık olan tiroid hormon yetmezliği tedavi edilmeden bu agresif tedavilerle sorunu çözmek mümkün değildir. 

Yapılacak tetkiklerden sonra teşhisin doğrulanmasını takiben eksik olan tiroid hormonunu vererek çok hızlı iyileşme sağlamak mümkündür. Burada en önemli nokta yeterli hormonun verilmesi ve "ince ayarın" yapılmasıdır. Bu hastalar ömür boyunca ilaç kullanmak zorundadır. tedavide kullanılan Tiroid hormonunun standart dozu yoktur. Bu nedenle her hastada yapılacak ölçüm ve takiplerle gerçek ve doğru idame dozu bulunmalıdır.

TİROİDİT

Tiroid bezesinin "cerahatli olmayan" iltihabıdır. En sık karşılaşılan şekli Hashimato (Haşimato) tiroiditidir. Bu tiroiditin başlangıcı genellikle hasta tarafından hissedilmez. Hastaların bir kısmında erken dönemde kısa süren bir "yüksek tiroid hormon" dönemi vardır. Hastaların çoğu, bu yüksek hormon döneminden sonra düşük hormon dönemine (hipotiroidzm) girerler. Yüksek hormon döneminde "agresif" zehirli guatr tedavisi yapmak hastaların hızla hipotiroidizme girmesine neden olur.Tüm tiroidit hastalarında temel tedavi prensibi, hastalığın hekime başvurduğu döneme göre tedavi edilmesidir.

GEBELİKTE GUATR VE DİĞER TİROİD HASTALIKLARI

Hamilelerde hormonal sistemlerin tümünde ciddi değişim olması kaçınılmazdır. Tiroid de bu değişimlerden nasibini almaktadır. Bu çerçevede vücudun iyot ihtiyacı ve tiroid hormonu ihtiyacı artmaktadır. Hamilelerde TSH'ın baskılandığı (normalden düşük olduğu) ve hormonların düşük veya yüksek olduğu durumlar çok nadir değildir. Bu nedenle hamilelerde tiroid hormonlarının her 3 ayda bir ölçülmesi gerekir; zira her üç aylık dönemlerde tiroid hormon ihtiyacı değişiklik göstermektedir.

Hamilelerde tiroid hormonlarının düşük, TSH'ın yüksek olduğu durumlar ciddi alarm belirtisi olup yakından izlemek gereken bir tablodur. Aksi halde anne rahmindeki bebeğin fiziksel ve zeka gelişimi etkilenebilir.

GUATR VE PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR

Zehirli guatr'da en belirgin ve yaygın olmak üzere guatr'lı hastaların bir kısmında agresif davranışlar veya depresyon görülebilir. Zehirli guatr'da agresif davranışlar,  öfke patlamaları ve  panik atak çoğunlukla hastayı tiroid uzmanından önce psikiyatriste götürür. Tiroid hormon yetersizliklerinde ise depresyon daha yaygındır. Tiroid hastalığının tedavisi, daha sonra yapılacak psikolojik rahatsızlığın tedavisini de kolaylaştırır. 

2004 yılı sonunda yayınlanan son araştırmalar, gerek zehirli guatrda gerekse diğer bir çok guatr türünde beyin kan akımında bozukluklar görülebildiği, bu nedenle de bu hastalarda sık görülen algılama ve duygulanım bozukluğu yaratıp depresyon, yanlış algılama, agresif davranışlar, panik atak gibi psikolojik şikayetlere neden olduğunu göstermiştir. 

 

ADET DÜZENSİZLİĞİ VE GUATR

Guatr'lı hastalarda adet düzensizliği oldukça yaygındır. Bu hastalarda tedavi ile tiroid hormonları normale dönene kadar kadınlık hormonları ile yapılan tedaviler genelde adet düzensizliğini çözmez. Adet düzensizliklerinin tetkikinde tiroid hormonları ölçülmelidir. Bu hastalardaki adet düzensizliği ve kısırlıkta Hipofiz-Tiroid-Yumurtalık ilişkisindeki bozulmanın rolü olduğu düşünülmektedir.

 

VÜCUT AĞIRLIĞI (KİLO) VE GUATR

Vücut ağırlığı ile guatr arasında ciddi bir ilişki vardır. Zehirli guatr'da hastaların ilk farkettiği şey ani ve hızlı kilo kaybıdır.Tiroid hormon yetersizliğinde ise kilo alma söz konusudur. Yeterli tiroid hormonu ile tedavi yapılmadığı sürece ne kadar rejim yapılırsa yapılsın bu kilo almanın önüne geçilemez. Rejim ve zayıflatma tedavisine başlanan her hastada tiroid hormonları ölçülmelidir.

SAÇ DÖKÜLMESİ VE GUATR

Kandaki tiroid hormonu yüksek olduğu durumlarda, örneğin zehirli guatrda kadınlarda saç dökülmesi ciddi bir şikayet olarak kendini gösterir. Hasta saçlarının "tutam tutam" döküldüğünden bahseder. Günde ortalama her kadında 150-200 saç kaybı doğaldır ancak bu sayı zehirli guatrda çok daha fazladır. Tiroid hormon yetersizliğinde (hipotiroidizm), doktor tarafından verilen tiroid hormonu dozu yüksek olduğu zaman da saç dökülmesi görülür. 

KALP RİTMİ VE GUATR

Başta zehirli guatr olmak üzere, guatrın birçok türünde kalp atımı artar (taşikardi) ve ritmi bozulur (aritmi). Zehirli guatr tedavisinden sonra hastanın ilk farkettiği şey kalp çarpıntısının hızla normale dönmesidir. Bu hastalara genellikle uzun süre ritm düzeltici tedaviler uygulanır ancak sonuç almak pek mümkün olmaz zira asıl neden olan tiroid hastalığı tedavi edilmeden bu ritm bozukluğu normale dönmez.

 

İSHAL-KABIZLIK VE GUATR

Zehirli guatr'da ishal nöbetleri, tiroid hormon yetersizliğinde ise kabızlık oldukça yaygındır. Zehirli guatrda aynı zamanda hafif ama ısrarcı bir bulantı da vardır.

 

HAMİLE KALMA YETENEĞİ VE GUATR

Guatr, Kısırlık Yapar Mı? Her zaman yapmaz, ancak erkeklerde son yılarda üzerinde çok durulan hipofiz-tiroid-testis, kadınlarda hipofiz-tiroid-yumurtalık ekseni olarak adlandırılan bir ilişki vardır. Bu eksendeki bozulmalar kısırlık nedeni olabilmektedir. Bunu somut olarak tiroid hormon yetersizliği veya aşırı yüksekliği olan erkeklerde sperm sayı, kalite ve hareketliliğinde, kadınlarda ise yumurtalık fonsiyonlarında (örneğin adet bozuklukları şeklinde) bozulma olarak görebiliyoruz.  

Tedavi ile tiroid hormon düzeyleri normale getirilen hastalarda  üreme fonksiyonları normale dönmektedir.  Ancak, guatrlı bir hastada tiroid dışı bir nedenle kısırlık söz konusu ise, guatrın tedavisi yapılsa bile diğer nedenler ortadan kalkmadıkça kısırlık düzelmez.

BEBEKLERDE TİROİD HORMON YETERSİZLİĞİ (Neonatal Hipotiroidizm)

Bebeklerde, en sık karşılaşılan ve en çok korkulan tiroid hastalığı tiroid hormonunun yetersiz salgılanmasıdır. Hipotiroidizm olarak adlandırılan bu klinik tabloda, bebeklerin tiroid bezesinden yeterli tiroid hormonu salgılanmaz ve bebeğin fiziksel ve zeka gelişimi geri kalır. Bu bebeklerde başarılı tedvai genellikle tam sonuç verirken tedavi edilmeyen  bebeklerde dramatik gelişme geriliği kaçınılmazdır. İşte bu nedenle erken teşhis çok önemlidir.

1981 yılından beri gelişmiş ülkelerde yeni doğan bebeklerde "neonatal tarama testi" yapılarak bebek kılcal kan damarı kanında bulunan TSH ve T4 hormonu ölçümü yapılmaktadır. Bu tarama testi gelişmiş ülkelerde doğum sonrası yapılan zorunlu testlerdendir. Bu sayede bu ülkelerde  tiroid kökenli gelişme geriliği ortadan kalkmıştır.

Ne tür Sonuçları Olur?

Tiroid hormonu yetersiz olan bebeklerde tedavi yapılmazsa zeka geriliği ve boy kısalığı dikkat çekmektedir. Zeka düzeyi düşüklüğünün nedeni, tiroid hormon eksikliği sonucunda beyinde oluşan hasara bağlıdır. Zeka düzeyi belirteci olan IQ çoğunlukla 85'in altında olmakta, ancak bazen 55'in bile altına inebilmektedir. Aynı şekilde boy kısalığı aile tarafından farkedildiğinde artık geçen süreyi geriye döndürmek mümkün olamamakta, sadece ondan sonraki dönemde beklenen gelişme tedavi ile önemli ölçüde sağlanabilmektedir. 

Zeka geriliği ve boy kısalığı, kandaki hormonun düşüklüğü ile paralel gitmektedir; hormon düzeyine kadar düşükse zeka geriliği ve boy kısalığı da o kadar düşük olmaktadır.

Tarama testi çok önemlidir, çünkü tarama testi ile ortaya çıkan tiroid hormon yetersizliği vakalarının bir kısmında muayene ile hiç bir anormallik gözlenmemektedir.

Hangi sıklıkta Görülür?

Bu hastalığın görülme sıklığı ülkeden ülkeye ve kullanılan tarama testinin hassasiyetine göre değişmektedir. Avrupa'da her 3300 bebeğin birinde tiroid hormon yetmezliği olduğu kabul edilmektedir.  Düşük doğum ağrılıklı bebeklerde bu hastalık daha sık görülmektedir. 

Nedenleri Nelerdir?

Bu hastalığın nedeni çoğunlukla doğuştan tiroid bezesinin gelişmesinde ve normal fonksiyon göstermesinde ortaya çıkan aksamalardır. Bu durum bazen tiroid bezesinin normalde olması gereken yerde olmayıp başka yerlere yerleşmesi ve orada yeterli düzeyde gelişememesine bağlıdır. Bu duruma ektopik tiroid denir. Bunun yanında bazen tiroid bezesi normal yerinde ve büyüklüğünde olmasına rağmen beyinden salgılanan TSH hormonunun eksikliği normal bir tiroid fonksiyonu oluşumunu engelleyebilir. Bebekte bazen doğumdan sonra ortaya çıkan nedelerle de hormon yetersizliği olabilir. Bunların en yaygını "tiroidit1 denilen tiroid bezesinin iltihabıdır.

Belirtileri Nelerdir?

Doğum sonrasında uzayan sarılık, vücutta şişlik (ödem), doğumun gecikmesi, doğum ağırlığında düşüklük, vücut ısısında düşüklük, kafa arkasının büyük olması, emme güçlüğü, beslenme zorluğu, kilo almada yavaşlık, yavaş hareket, uykuya eğilim çok fazla olması, kabızlık, karın bölgesinin gergin ve şiş görünümü, solunum zorluğu, cilt kuruluğu, dil büyüklüğü, ağlarken sesinin kalın ve bozukçıkması gibi belirtilerin bir kısmı görülebilir. Bu belirtilerin tümünün bir bebekte olması şart değildir.

Tanı Nasıl Konulur?

Yeni doğan bebklerdeki hipotiroidizm tanısının en kolay yolu doğum sonrası tarama testi yapılmasıdır. Daha sonraki dönemlerde ise kanda tiroid hormon düzeyi ile TSH ölçümü yapılır. Bu ölçümlerden elde edilen sonuca göre sintigrafi ve ultrasonografi gerekebilir. Sintigrafi, özellikle ultrasonda tiroid bezesi görülmemiş ise (ektopik tiroid) yapılmalıdır. Aksi halde 15 yaş altındaki hastalarda  sintigrafik inceleme tavsiye edilmez.

Yeni Doğan Bebeklerde Tiroid Yetmezliği (Hipotiroidizm) Taraması şart!

Ortalama her 3500 yeni doğan bebeğin birinde tiroid hormon yetmezliği görülmektedir. Batı ülkelerinde bu nedenle yeni doğan bebeklere tiroid hormon yetmezliği taraması yapılmaktadır. Ortalama her 3500 yeni doğan bebeğin birinde görülen fenilketanürü hastalığı için Batı ülkelerinde ve ülkemizde tarama testi yaklaşık son 15 yıldır zorunlu hale gelmiş durumda. Fenilketanüri hastalığında bu tarama testini yerleştirmeyi başaran Türkiye, en az onun kadar yaygın tiroid hormon yetmezliğinde de yeni doğan bebeklerde, aynı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, bu tarama testini uygulamaya koymalıdır.

Türkiye'ye döndüğümden beri bu konuda kamuoyu oluşturulması için öncülük yapmaya çalışıyorum. Bu konuda daha önce verdiğim bir röportaj bir bebek dergisinde ve bazı gazetelerde yayınlanmıştır.  

Nasıl tedavi Edilir?

Yeni doğan bebeklerdeki hipotiroidizm tedavisinde, eksik olan tiroid hormonunu bebeğe ağız yoluyla vermek esastır. Tedavinin takibi önemli olup verilen dozun yeterli olup olmadığının devamlı takibini gerektirir. Yeterli verilmezse gelişim geriliği devam ederken fazla verilmesi durumunda yan tesirler ortaya çıkabilir. 

GUATR CİNSEL HAYATIMIZI ETKİLİYOR!

Gerek yüksek hormonla seyreden zehirli guatr türlerinde gerekse düşük hormonla seyreden diğer guatr türlerinde cinsel isteksizlik (erkekte ve kadında) ve erektil disfonksiyon (sertleşme sorunu) ve erken boşalma yaygındır. Bu durum, kısmen guatrın direk etkisi ile (örneğin zehirli guatrda), kısmen de guatrın vücutta oluşturduğu dolaylı etkilerle ortaya çıkmaktadır. Zehirli guatrda kanda testestoron düzeyinde düşme görülebilmektedir; bu da hem cinsel isteği azaltmakta hem de sertleşme sorunu yapabilmektedir. Bunun yanında zehirli guatrın neden olduğu vücudun aşırı yorulması ve yıpranması da cinsel sorunların yaşanmasına katkıda bulunmaktadır. Güzel olan ise, bu hastalar tedavi edildikten sonra eski cinsel performanslarını geri kazanabilmektedir.

YÜKSEK KOLESTROL HASTALARI DİKKAT!

Kandaki tiorid hormonu düşük olduğu zaman, diğer şikayetlerin yanında hastaların kolestrol düzeyleri de yükselir. Bu hastalarda kolestrol düşürücü ilaçlar genellikle tam olarak cevap vermez. Bu nedenle, kolestrolü yüksek hastalarda tiroid fonskisyon testlerinin en değerlisi olan TSH ölçümleri yapılmalıdır. Bu hastalarda, yetersiz tiroid hormonunu yerine koymak  yüksek kolestrolün düşmesi için yeterli olabilmektedir.

ÇABUK YORULMA VE GUATR

Tiroid hormonu yüksek olarak seyreden zehirli guatrda ve hormon eksikliği olan guatr türlerinde çabuk yorulma, fisksel performans düşmesi, merdiven çıkmakta zorluk, takatsizlik, dayanıksızlık gibi şikayetler sık görülmektedir. Zehirli guatrın RAI kapsül ile tedavisinden sonra hastaların merdivenle çıktığı kat sayısı dramatik bir şekilde artmaktadır. Bu tür şikayetleri olanlarda guatrı dikkate almak gerekir.

GUATR TESTİ YAPTIRMADAN ZAYIFLAMA REJİMİNE GİRMEYİN! 

Tiroid hormon yetersizliği olan guatr hastalarının zayıflama rejimine girmeden önce muhakkak tiroid hastalığını tedavi ettirmeleri gerekir ve ancak bu tedaviden sonra zayıflama rejimin mümkün olabilir. Aksi halde boşuna uğraştıkları gibi sağlıklarını ciddi düzeyde tehlikeye atarlar.

Tiroid bezesinin yetersiz hormon salgıladığı durumlarda şişmanlık ortaya çıkar. Bu şişmanlık, göz çevresinde, göbek etrafında ve daha ziyade vücut alt bölümünde kendini gösterir.Aslında bu durum şişmanlık değil, bir çeşit ödem (şişme)'dir, ancak ödem olmasına rağmen su söktürücü ilaçlarla tedavi edilmez!

Bu  bilimsel gerçeği dikkate almadan yapılan zayıflama rejimleri hem sonuç vermez hem de hastalar için ciddi tehlikeler yaratabilir.  Bu kişilere uygulanacak rejimin başarı şansı da yoktur. Kaldı ki "katı kilo verdirici" rejimlerde bazı merkezlerde uygulanan "vücuttan su atıcı" yöntemlerle bu hastaların hızlı sıvı kaybı nedeniyle zarar göreceğini de hatırlamak gerekir.

Ayrıca, tiroid hormon yetersizliği sonucunda, şişmanlığa ilaveten, vücutta başka sorunlar da vardır. Örneğin bu hastalarda kolestrol düzeyi de çok yüksektir.  Bu da, bu kişilerde şişmanlığa ilaveten beraberinde kalp-damar sistemi hastalıklarının da olabileceğine işaret eder. Dolayısıyla, kilo verdirici rejimlerin bir parçası olan fiziksel egzersiz bu kişilerde dikkatle planlanmalıdır.

Bu nedenle; zayıflama rejimine girecek hastalarda öncelikle tiroid hormonu ölçümleri yapılmalıdır. Bu kişilerin öncelikle tiroid hastalığı yönünden tedavi edilmesi, tiroid hormon düzeyi normale geldikten sonra muhakkak uzman hekim kontrolünde kilo verdirici rejime alınmasını öneriyoruz.  

Tiroid hastalığı tedavi edilmeden çok katı rejimlerle kilo verdirilse bile, bu hastaların tekrar ve hızla eski kilolarına gelmesi kaçınılmaz olduğu gibi bu tür rejimler sırasında hastaların kalp ve böbrek gibi bazı önemli iç organlarının zarar görmesi de mümkündür.

Guatr'lı Hastlarda Hangi Durumlarda Şişmanlık Olur?

1)    Guatr ameliyatı sonrasında yetersiz dozda tiroksin desteği verilmesi sonucunda.

2)    Tiroidit denilen cerahatli olamayan tiroid iltihabı sonrasında.

3)    Tiroid bezesinin yetersiz çalışması durumunda.

4)    Lityum ile psikiyatrik tedavi görmüş hastalarda.

5)    Zehirli guatrda uzun süreli ilaçla tedavi sonrasında yetersiz dozda tiroksin desteği verilmesi sonucunda.

6)    Zehirli guatrda radyoaktif iyotla tedavi sonrasında yetersiz dozda tiroksin desteği verilmesi sonucunda.

7)    Doğuştan tiroid bezesi yetersiz gelişmişse.

GUATR NEDEN OLUŞUR?

Guatr'ın nedeni guatrın türüne bağlı olmakla beraber tiroidolojinin (tiroid bilimi) üzerinde en çok anlaşmazlık olan konusudur.  Aşağıdaki faktörlerin guatr oluşumu ile ilişkisi vardır:

Guatrda Yaş Faktörü

Guatr gençlerde daha az görülür. Yaş ilerledikçe guatr görülme şansı artar. Gençlerde guatr, gelişmeyi etkilemesi  açısından daha hızlı hareket etmeyi gerektirir. Ayrıca, gençlerde tiroid nodülünün kanser çıkma şansı daha yüksektir.

Guatra sebep olan faktörler:

Stres (özellikle ani ve şiddetli stres), iyot yetersizliği, tiroid bezesinin iltihapları, ailesel geçiş (genetik, kalıtım) sayılabilir.

Kalıtım Faktörü-Ailesel Geçiş:

Guatr'da kalıtım (ailesel geçiş) etkilidir, ancak gerek guatrda gerekse diğer hastalıklarda çevresel faktörlerle desteklenmediği sürece ailesel geçiş her zaman hastalık ortaya çıkarmayabilir.

Kimler Risk Altındadır?

Yüksek yoğunluklu stres altında çalışanlar, kötü ve yetersiz koşullarda yaşayanlar (yoksulluk), deprem ve savaş gibi ağır felaketlerin yaşandığı toplumlar, ani iş ve eş kayıpları risk grubu olabilir ama unutmamak gerekir ki guatr herkeste görülebilir. Amerikan menşeli bir tiroid internet sitesine göre (www.thyroid.com) bazı çok ünlü manken ve sinema oyuncuları ve hatta bazı Amerikan Başkan ve eşleri de guatr hastası olup tedavi görmüş veya hala tedavi görmektedir.

Stresten Uzak Durun!

Guatrlı hastaların geçmişi incelendiğinde yüksek dozlu ani stres sık rastlanılan bir durumdur. Zehirli guatrda ve Hashimato hastalığında strese maruz kalmak sık olarak karşımıza çıkar. İş kaybı, ailede ve çevredeki ani ölümler, evlilik sorunları bu stresler arasında sayılabilir. Savaş bölgelerinde, savaş sonrasında guatr çok sık görülen hastalıklardandır.

Guatrın Önüne Geçilebilir Mi?

Bu konuda yapılacak şeyler sınırlıdır. Stresten uzak kalmak, dengeli beslenmek,  iyotlu tuz kullanmak dışında yapılacak çok fazla bir şey yok.

İyotlu Tuz Kullanımı

Zehirli guatr hastaları iyotlu tuz kullanmamalıdır. Diğer guatr hastalarının iyotlu tuz kullanması uygun olur.

Guatr Sadece Karadeniz Bölgesinde mi Vardır?

Hayır. Her şehir ve ülkemizde guatr görülebilir. Karadeniz bölgesinde bazı küçük kasabalarda yerel olarak sudaki ve topraktaki iyot eksikliği dolayısıyla basit guatr sık görülürken ülkemizin her bölgesinde bu hastalığa rastlamak mümkündür.  Türkiye genelinde hangi şehirde iyot eksikliği veya fazlalığı olduğuna dair bir bilimsel çalışma henüz yoktur. Zamanında Karadeniz bölgesinde görülen basit guatrın incelenmesi ve dolayısıyla gündeme gelmiş olması, adeta "Guatr sadece Karadeniz Bölgesinde görülür" kanısı uyandırmıştır; bu yanlıştır.

YANLIŞ BİLİNENLER

Guatr, sadece Karadeniz Bölgesinde görülür (YANLIŞ).

Guatr, sadece kara lahana yiyenlerde görülür (YANLIŞ).

Her guatr için iyotlu tuz iyi gelir(YANLIŞ).

Guatr, kaderdir. Tedavi edilmez (YANLIŞ).

Guatr, sadece ameliyatla "temizlenir"(YANLIŞ).

TİROİD HASTALIKLARINDA TAKİBİN ÖNEMİ VE DEVAMLILIĞI.

Guatr, türü ne olursa olsun, hangi tedavi uygulanırsa uygulansın, tedavi ne kadar başarılı sonuç verirse versin "kronik" yani uzun süren bir hastalıktır. Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibidir. Seyrek aralıklarla da olsa devamlı kontrol ve takip gerekir. Eğer takip bırakılırsa bir süre sonra guatr kendini "hissettirir". 

TİROİDOLOJİ NEDİR?

Tiroid hastalıkları ile uğraşan tıp disiplinine "tiroidoloji" denir. Bu tanımlama henüz dünyada resmi bir tıp branşı değildir. Gerek Batı tıbbında gerekse ülkemizdeki tıp uygulamalarında, hekimin tiroid hastalıkları konusunda yaptığı bilimsel araştırmalar, yayınlar ve akademik çalışmalar ile bir yıl içinde kabul ettiği tiroid hasta sayısı o hekimin tiroidolojiye yakınlığını belirler. Örneğin, bazı Amerkian kaynaklarının "tiroid cerrahı" tanımlamasında, bir cerrahın yılda ortalama en az  50 tiroid ameliyatı yapıyor olması beklenir.

Bookmark and ShareSuchmaschinenoptimierung mit Ranking-Hits

Editör Bilgileri

Toplum Sağlığı Görevlisi

TOPLUM SAĞLIĞI GÖREVLİSİ


Editöre Ulaşın

En Son Güncellenenler

ikinci-jeanpaul
freebsd
apiterapi
aramamotorlari
uyku
kazimkoyuncu
peyzaj

Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Gizlilik Sözleşmesi | Üye Girişi